top of page

Alma-Verme Dengesi



Doğada var olan her canlının hem kendine has hediyelerini verdiği, hem de çevresinden beslendiği bir gerçek. Peki biz, bireyler olarak dengede miyiz? Çoğumuzun peşinden koştuğu onlarca hedef var: aynı anda ilerleyen iş projeleri, çocuklarımızın-sevdiklerimizin bakımı, sağlığımızı korumak, iklim krizini çözmek ve benzeri… Yaşadığımız hayat ulaşmak istediğimiz bu hedefleri destekliyor mu? Aldıklarımız ve verdiklerimiz dengede mi? Çoğumuzun yorgun hissettiği bugünlerde bu soruyu cevaplamak için Joanna Macy'nin kitabı Aktif Umut'tan öğrendiğim iki basit çalışmayı paylaşmak istiyorum sizinle bugün. Tek ihtiyacınız olan kağıt ve kalem!


Birinci çalışmanın odağı etrafımızdaki insanlarla olan alma-verme dengemiz. Bunun için kağıdınızın ortasına kendi isminizi yazın. Sonra da kendi isminizin etrafına hayatınızdaki önemli insanların isimlerini yazın. Kendi isminizle diğer isimler arasındaki ilişkiyi düşünün: kimlerden destek alıyorsunuz, kimlere destek veriyorsunuz? Destek verdiğiniz bir kişiyse sizden o kişiye doğru giden bir ok çizin; destek aldığınız bir kişiyse o kişiden size doğru gelen bir ok. Sonra da alınan-verilen desteğin yoğunluğunu simgelemek için okları kalın ya da ince yapın. Okları ve kalınlıklarını bitirdiğinizde oluşan tabloyu değerlendirin. Aldığınız ve verdiğiniz destek dengede mi? Eğer değilse, kimlerden ve nasıl daha çok destek alabilir, yardım isteyebilirsiniz?



Birçoğumuz bu örnekte görüldüğü gibi aldığımızdan çok verir halde olabiliyoruz.

Bu çalışmayı kendiniz yerine bir projeniz için de yapabilirsiniz. Örneğin kurmak istediğiniz bir topluluk var, ya da bir sebze bahçesi oluşturmak istiyorsunuz. Bu projenin ismini kağıdın ortasına yazın. Sonra bu projeyi destekleyen insanları ve bu projeden beslenen insanları yine oklarla çizin. Proje ve kişiler arasındaki alma-verme dengede mi? Projeniz sürdürülebilir mi?



İkinci çalışmanın odağı ise hayatınızdaki toplam enerji dengesi. Kağıdınıza suda giden bir kayık çizerek başlayın, ve kayığın içine de kendinizi yerleştirin. Bu yolu hayattaki yolunuz olarak hayal edebilirsiniz. Suyun altında, siz görmeseniz de var olduğunu bildiğiniz kayalıkları ve taşları çizin. Sizi besleyen şeyler oldukça, örneğin bir konuda gelişme göstermek, bir yerden yardım ya da kaynak gelmesi, yaptığınız şeyi çok sevmeniz, sağlıklı beslenmeniz, spor yapmanız gibi, suyun yüzeyinin yani enerjinizin yükseldiğini hayal edin. Bu besleyen kaynakları ya da duyguları kağıda yazın ve suyu yukarı iten oklar olarak belirtin. Sizi zorlayan ve enerjinizi tüketen zorlukların ise, örneğin yaşanan çatışmalar, önünüze çıkan engeller, kendinizi çaresiz hissetmeniz gibi, suyun seviyesini yani enerjinizi alçalttığını hayal edin. Bu enerji emicileri de kağıda yazıp suyu aşağı iten oklarla belirtin. Sonra bakın: Kayığınız yüzebilir halde mi? Yoksa suyun seviyesi o kadar düşmüş ki, o kayalıklara takılmak üzere misiniz? Ya da belki çoktan takıldınız ve kendinizi tükenmiş hissediyorsunuz? Kayığınızla tekrar yola koyulabilmenizin çözümü çok basit: suyun seviyesini yükseltmeniz gerek. Suyun yani enerjinizin seviyesini yükseltmek için bugün hatta şu an atabileceğiniz küçük bir adım ne olurdu? Bu enerji yükselten aktivite ya da alanları nasıl devamlı ve çoklu hale getirebilirsiniz? ~z


Son Yazılar

Hepsini Gör

Tüketim Ekosisteminin İçinden 2 Umut

Bir yanda · Beklenen mega indirimler · Çılgın cumalar · Sonu gelmeyen ‘son fırsatlar’ Diğer yanda yaşadığımız ekonomik krizin sancılarıyla; · Stoklanan deterjanlar, tuvalet kağıtla

Image by Paul Weaver

Haftaya pazar e-mail kutunuzdayız!

bottom of page