top of page

🔥 Burger King İkilemi 🔥

Burger King’in unutulmaz “Ateş seni çağırıyor” temalı reklamları gibi hissettiren bir 2 hafta geçirdim kendi adıma. Bir yanda içimi parçalayan, okudukça deliye döndüren, çaresiz hissettiren orman yangınlarının ateşi; öbür yanda da Tokyo’da yakılan olimpiyat ateşi beni türlü duyguların içine çağırıp durdu. Kontrol altına alınamayan alevlere nefret kusan da bendim, bir voleybol seti kaybedince canı sıkılıp surat asan da. Genel olarak ağzımızın tadı kaçık, ama ben bugün yüzümüzü biraz da olsa güldürenleri hatırlamak niyetindeyim, çünkü onlar olmasa ne yapardık bilmiyorum.

1) Canım A Milli Kadın Voleybol Takımımızın her bir üyesi. Adlarını öncesinde düzgünce bilmediğim, ama olimpiyat süresince instagram hesaplarının bile takipçisi olacak kadar yakın markaja aldığım, evde isimlerini haykırdığım canım Eda, Meryem, Zehra, Simge, Naz, Ebrar, Hande, Meliha, Cansu, Tuğba, Şeyma, Kübra. Her biriniz iyi ki varsınız. Şampiyon Amerika’ya karşı öncesinde 2 set aldığımız düşünülürse, her şey çok farklı olabilirmiş. (Sağlıklı düşünemiyor olabilirim, çünkü çok gaza gelmiştim, kimse rasyonel olmamı beklemesin😊 Olmadı, sağlık olsun. Ben, gece yarısı 03:00-05:30 arasında bile sizi izleyişimi, yaptığım türlü totemleri, babamla ve kardeşimle beraber heyecanlanmalarımızı, bundan sonra ulusal ligi de kesin takip etme kararımı heybeme koyarak seviniyorum. (Bu arada yakın çevremde, olimpiyat sırasında sizi rol model olarak görüp voleybol kursuna yazılmak isteyen birçok genç kız da duydum. Bir genç bireyin bile voleybola ya da herhangi bir spora başlamasına vesile olmanız; pırıl pırıl ve güçlü duruşunuzla “işte Türk kadını!” dedirtmeniz her türlü madalyanın ötesinde.)



2) Orman yangınları süresince; şöhretlerini, dolayısıyla da etki alanlarını insanlara yardım etmek için kullanmayı tercih eden, kalbi büyük insanlar: Haluk Levent, Kaan Sekban, Şahan Gökbakar, Emre Kınay, İbrahim Çelikkol ve birçoğu daha. Bir insan değişir, dünya değişir felsefesine inanıp şu dünyaya büyük küçük demeden katkı sağlamaya çalıştığınız için kendi adıma minnettarım.


Kaybettiğinde hüngür hüngür ağlayacak kadar işini seven, dudağı patlasa da oyundan çıkmayacak kadar direnen, sayı kaybetse de gülmeye çalışan, bir nesil genç kıza voleybol sevgisi aşılama ihtimali bulunan kadın voleybolcularımız da; sadece kendisinin değil, başkalarının da iyiliğini gözeten, korkusuzca fikrini dile getiren, eleştirmeyi değil çözümü düstur edinmiş sanatçılarımız da bende umudun ateşini yakıyor. Ve biliyorum ki, umut var oldukça her şey mümkün. ~e

Son Yazılar

Hepsini Gör

Tüketim Ekosisteminin İçinden 2 Umut

Bir yanda · Beklenen mega indirimler · Çılgın cumalar · Sonu gelmeyen ‘son fırsatlar’ Diğer yanda yaşadığımız ekonomik krizin sancılarıyla; · Stoklanan deterjanlar, tuvalet kağıtla

Image by Paul Weaver

Haftaya pazar e-mail kutunuzdayız!

bottom of page