Eskiden bir partinin duruşunu anlamak için ekonomik stratejilerine, hangi endüstrilere yakın durduklarına, azınlık gruplara karşı takındıkları tutumlara bakarken, artık sanırım ilk olarak ekolojiye verdikleri öneme bakar olduk. Yerel seçimlerin aslında ulusal seçimlerden çok daha önemli olduğunu ve yerelde çok daha etkili çözümler getirilebileceğini anladığım şu son yıllarda, Fransa’da yakın zamanda gerçekleşen yerel seçimleri de merak izledim.
Televizyon kanalları ekolojist politikalar çizen merkez, sol veya sağ partilerle, tüm politikasının merkezine ekolojiyi koyan, ve hatta adını da Ekolojist Parti / Yeşil Parti koyan partiler arasındaki ayrımı net bir şekilde çizdi. Çünkü hepimizin bildiği gibi herkes bu konunun önemli olduğunu dile getirse de, herkes aynı hızda aksiyon alma konusunda hemfikir değil. Bir lider “Evet tabii… Bakacağız, araştıracağız, en doğru çözümleri bulacağız….” diye konuşmaya başladı mı, anlıyorsunuz ki, bir şey yapmaya niyetli değil. Nitekim artık çözümler alenen ortada, geriye çok çok hızlı bir şekilde uygulanması kaldı.
Fransa’da birkaç hafta önce sonuçlanan yerel seçimlerde ise, herkesi çok şaşırtan bir şekilde, Yeşil Parti ülkenin önemli tüm büyük şehirlerinde belediye başkanlığını kazandı.
Peki ne oluyor yeşil bir parti bir şehrin yönetimine geçince? Bunun en güzel örneğini sanırım son 4 yılda Paris’in sosyalist belediye başkanı Anna Hidalgo liderliğinde alınan aksiyonlarla gözlemledim. Paris gibi sadece beton-bina-araba olan bir şehirde bile yüzlerce km bisiklet yolu yapıldı. Eskiden 4 şeridi arabalara ayrılmış olan Louvre Müzesi’nin yanındaki ana cadde artık tek şerit araba yolu, ve geriye kalan 3 şeritte yüzlerce bisikletli geziyor. Seine Nehri boyunca uzanan cadde birkaç senedir arabalara tamamen kapalıydı ve yayaların dinlenmesi, eğlenmesi, güneşlenmesi için kullanılıyordu. Son aylarda, şehri bir çember gibi çevreleyen temel otoyolun da arabalara kapatılıp ağaçlandırılması konuşuluyor. Yeşil toplu taşıma araçları, çocuk parkları, şehrin içindeki yaşam alanları, ağaçlandırma arttırıldı. Yol kenarlarındaki ağaçların altında minik halk bahçeleri var artık (ne isterseniz ekip dikebiliyorsunuz). Ve tabii çevreye gösterilen bu özen, toplumun daha az ayrıcalıklı kesimlerine de gösteriliyor. Mültecilere sağlanan imkanlardan, gelir seviyesi düşük birçok ailenin kalması için inşa edilen toplu konut projelerine kadar. Hidalgo sürekli “Paris hepimiz için”in altını çiziyor.
Son yerel seçimleri, sosyalist Hidalgo, Yeşil Parti ile güç birleştirerek kazandı. Hidalgo-Yeşil Parti 6 yıl kadar daha Paris’i çekip çevirecekler. Fakat ne mutlu ki artık sadece Paris değil, Fransa’nın birçok büyük şehrinde bu değişim söz konusu. 6 sene sonra Paris, Lyon, Bordeaux, Marsilya gibi büyük Fransız şehirleri ve buralardan ülkenin geri kalanına yayılan değişim dalgasını görmeyi merakla bekliyorum. 🤗~z
