Göçmen konusu hemen hemen her gelişmiş ülkenin iç politikasını derinden etkileyen bir konu. Son 10 yıldır haberlerden duyduğum okuduğum kadarıyla gündeme hakim olan sorun göçmen sayısının fazlalığıydı. Dolasıyla göçmen sayısını azaltmaya yönelik politikalar önem kazanıyor, ve bunu vaad eden politikacılar oy topluyordu (bknz. Trump, Brexit). Son birkaç aydır karşıma çıkan haberler ise pandemiyle birlikte bu trendin de tersine dönebileceğine işaret ediyor. Bazı ülkeler için önümüzdeki birkaç sene göçmen sayısının fazlalığı değil, azlığı potansiyel bir sorun olabilir.
1988’den beri her yıl artış gösteren Londra nüfusunun ilk defa bu sene azalması bekleniyormuş. İngiltere’deki vize merkezleri Haziran 2020’de açıldıktan sonra bile alınan iş vizesi başvuruları 2019’un aynı dönemine göre %29 azalmış, öğrenci vizesi başvuruları ise %41 azalmış. Aynı trend hemen hemen her gelişmiş ülkede görülmüş. Bu durum aslında çok şaşırtıcı değil. Sonuçta 2020’nin büyük bir bölümünde çoğu ülke yurtdışı uçuşlarını bile durdurmuşken, insanların farklı bir ülkeye göç etmesini bekleyemeyiz. O nedenle başta bu rakamlar bana çok da ilginç gelmemişti. Nasıl olsa pandemi yasakları kalkınca göç sayıları kendiliğinden pandemi öncesi haline döner diye düşünmüştüm. Ama bazı ülkeler aldıkları yeni göç sayılarının azalması üzerine telaşlanmaya başlamış olacaklar ki göçmen sayısını arttırmak için şimdiden çeşitli yöntemlere başvurmuşlar.
Bu ülkelerden biri İngiltere. 1 Temmuz 2021 itibariyle yürürlüğe sokacakları yeni öğrenci vizesi kapsamında yabancı öğrencilere mezuniyet tarihlerinden sonra ellerinde iş teklifi olmasa bile ülkede iki sene daha kalmalarına izin verilecek. Bunun amacı 2030 yılına kadar ülkeye 600.000 yabancı öğrenci çekebilmek. Her bir yabancı öğrencinin İngiltere ekonomisine katkısının yaklaşık £100.000 olduğunu düşünürsek, İngiltere’nin bu hamlesi tamamen duygusal (💸) olsa gerek.
Göçmen sayısını arttırmaya çalışan bir diğer ülke de Kanada. The Economist dergisinde çıkan bir yazıya göre Kanada hükümeti 2021’den 2023’e kadar 1.2 milyon yeni göçmeni yerleşik olarak ülkeye almayı planlıyormuş. Kanada’nın bugünkü nüfusu 38 milyon, yani 1.2 milyon yeni göçmen almak demek nüfusunu %3 büyütmek anlamına geliyor (karşılaştırmak için Türkiye’nin nüfusu 2020’de %1 büyümüş). Bu da ülke ekonomisi için mantıklı bir hamle, zira puan sistemiyle göçmenlerini alan Kanada OECD ülkeleri arasında en iyi eğitimli yabancı göçmen nüfusuna sahip ülke durumunda.
Kısacası, geçtiğimiz senelerde fazla göç almaktan yakınan ülkeler şimdilerde nasıl daha fazla göç alırız diye düşünmeye başlamış bile. Anlaşılan bu ülkeler için göçmen sayısının çokluğu da bir sorun, azlığı da. ~n
