Bu sene de 14 Şubat’ı geride bıraktık. Çevremde özellikle erkeklerin ve erkekler kadar olmasa da birçok kadının “yaaa çok saçma bir şey bu sevgililer günü” diye veryansın ettiği, ama görünüşe bakılırsa yine de oyunu kuralına göre oynadığı bir düzen içerisindeyiz.
Yapılan araştırmalara göre, erkeklerin %74’ü, kadınlarınsa %62’si bu ulvi günde hediye alıyor. 🎁 Aşkın, tüketim çılgınlığına pek de güzel hizmet ettiği sevgililer gününde, sırf Amerikalılar hediyelere 19 milyar dolar; planlanan aktivitelere (listenin başını seyahat çekiyor!) 31 milyar dolar harcıyor. 50 milyar dolar! Düşünebiliyor musunuz, neler yapılır o parayla? 😱 Türkiye’ye dair istatistiki verilerse oldukça sınırlı. Ama mesela Bankalararası Kart Merkezi’nin (BKM) verilerine göre 2019 yılında sadece 14 Şubat’ta kartla yapılan harcamaların değeri 2,5 milyar TL ve 2020 beklentisi 3,3 milyar TL imiş. (Ülkemizde yemeğe, otobüse, elektriğe son 1 yılda %30’dan fazla zam yapıldığı düşünülünce, çok da olası bir beklenti, e sonuçta seviyoruz diye enflasyondan muaf tutulmuyoruz!)
Tamam harcadık ama bir sorun kime? Yine bir Amerika istatistiği ama bence oldukça temsili olabilir: Harcama yapan erkeklerin %35’i ve kadınların %21’i birden fazla partnere hediye alıyormuş. 💋💋Maşallah ne diyelim! Bir de tontikler var, hediye alanların %15-20’si evde beslediği hayvana küçük sürprizler alıyormuş.
Ben de defalarca sevgililer günü kutladım yalan söyleyemem, ama genel duruşum şöyle: Sevelim sevilelim. Seviyorsak, günden bağımsız sevdiğimize ufak jestler yapalım. Romantik bir akşam geçireceksek, tatile gideceksek, çiçekler alacaksak yılın 365 günü bunları yaya yaya yapabiliriz, yeter ki tüm bunlar kalbimizden gelsin. ❤️~e
