top of page

İkincilerin Dönemi

Son günlerde boş anlarımı Netflix’te “The Crown” izleyerek ve Zülfü Livaneli’nin “Kaplanın Sırtında” romanını okuyarak geçirdiğim için bir nev-i monarşi yüklemesi içerisindeyim.


Bildiğiniz üzere The Crown dizisi, Birleşik Krallık ve kraliyet üyelerinin hikayeleri üzerinden 20. yüzyılın ikinci yarısına ışık tutarken merkezine büyük ölçüde Kraliçe Elizabeth’i (II. Elizabeth) oturtuyor. Majesteleri, 70 yıl 214 günlük saltanatı ile Kraliçe Victoria'nın saltanatını geride bırakarak Birleşik Krallık'ın en uzun süre tahtta kalan hükümdarı; Fransa Kralı XIV. Louis'den sonra dünyanın en uzun süre tahtta kalan hükümdarı ve tarihte en uzun süre hüküm süren kadın hükümdar unvanlarını alarak dünyaya gözlerini kapadı.

Bu kadar uzun süre olmasa da, 33 yıl gibi hatırı sayılır bir süre boyunca Osmanlı Devleti’ne hükmeden II. Abdülhamid’in hikayesi de “Kaplanın Sırtında” isimli tarihsel romanda aralanıyor. Selanik’e sürgüne gönderilen, Kızıl Sakal lakaplı, kimilerinin nefret ettiği, kimilerinin ise hayranlık beslediği bu hükümdarın hikayesi de ona sürgünde bakmakla yükümlü askeri doktorun anılarından derlenmiş durumda. Dönemin rejimine dair pek aşina olmadığımız bir ayna tutuluyor.


Denk gelmemiş olsalar da, dünyaya farklı zamanlarda imzalarını bırakmış olan bu 2 liderin hikayelerinde beni en çok etkileyen şey, ikisine de atfedilen “yüceliğe” rağmen, ikisinin de son derece “insani” olması. Aşık olmaları, hayalkırıklıkları, korkuları, özgüven problemleri, endişeleri, ve aslında ikisinin de bazı anlarda / dönemlerde “normal” (devleti temsil etme sorumluluğu olmadan, limitlenmeden, hata yapar mıyım endişesi olmadan vb.) bir insan olabilme hayali.

Tarihe ilgi duyuyorsanız, iki eseri de oldukça tavsiye ederim; çünkü diziyi izlerken de, kitabı okurken de öğrendiğim detaylar geçmişe dair ufkumu açtı. (“Sultan II. Abdülhamid’le ilgili az bilinen gerçekler” yazımın sözünü de buradan vereyim!) Öte yandan, emperyalizmin çok katmanlı sorunlarını da paralel hikayeler üzerinden değerlendirebilmiş olmak keyifliydi. Rusya, İngiltere, Mısır, Almanya; II. Abdülhamid romanında da, Kraliçe döneminde de aynı. Bir anlamda bilgileri pekiştiriyorsunuz😊


Kabul etmem gerekir ki, yetinmeyip elimde telefon; karakterleri, olayları Google’da aratarak hikayeleri iyice sindirmeye çalışıyorum. Tarihe olan ilgim arttıkça, bilmediklerim daha çok canımı sıkıyor. E peki, sizin var mı tarih iştahımı keyifle besleyecek dizi, film, belgesel ya da kitap önerileriniz? Yazın bize!

~Ece

Image by Paul Weaver

Haftaya pazar e-mail kutunuzdayız!

bottom of page