top of page

Karşı Kıyıda Turizm

İlkokul günlerimize dönelim ve kendimize soralım. Turizm ne demek? Kelimenin, TDK sözlüğündeki ilk anlamı “Dinlenme, eğlenme, görme, tanıma vb. amaçlarla yapılan gezi.” Eğer Türkiye’de ikamet eden biriyseniz kelimenin bu anlamı %90 ihtimalle sizi pek ilgilendirmiyor, çünkü en basit şekliyle “yassah hemşerim yassah”.


Kelimenin ikinci anlamı ise “Bir ülkeye veya bir bölgeye turist çekmek için alınan ekonomik, kültürel, teknik önlemlerin, yapılan çalışmaların tümü.” Bu kısmı izin verirseniz, bir pazarlamacı olarak ele alacağım.


Elimizdeki ürünün özelliklerine şahsen hayranım. Ülkenin denizlerine, güneşine, dört mevsimine, tarihi güzelliklerine, Boğaz’ına, doğasına, yemeklerine hayran olmamak işten değil. Bu ürünün yabancı turist için fiyatı da sudan ucuz. Hatta o kadar ucuz ki, Türkiye’de dört dörtlük bir tatil yapmak için Avrupa’da vasat bir gelire ve sosyoekonomik statüye sahip olmanız kafi. Denklem böyleyken, böyle bir bölgeye turist çekmek için yapılacak çalışmalar çok zorlu olmasa gerek. Ölüsü yeter derler ya, o hesap!


Fakat elimizde bir Korona gerçeği var tabii. Ülkeye, yeter ki turist gelsin diye (çünkü mecburuz! Turizm kalemi GSYİH’nin yaklaşık %4,5’unu oluşturuyor, kafanızda canlanması adına eğitim giderleri ise %6'sını. Yine, TÜİK verilerine göre 2020 yılının tamamında turizm gelirleri bir önceki yıla göre yüzde 65 düşmüş ve 12,06 milyar dolar olarak kaydedilmiş) test mest yapmayan sistemimiz, çareyi turizm çalışanlarının aşılı olacağının reklamını yapmakta bulmuş anlaşılan. Virüsü tam çözemedik, lakin garsondan bulaştığını ama başka bir turistten bulaşmayacağını biliyoruz mesela. Çok iç rahatlatıcı değil mi? Ülkenin güvenli bir lokasyon olduğunu ifade etmek güzel tabii ama vatandaşın aşılama oranı ve vaka sayıları ortadayken, yapılan her türlü, adına PR bile diyemeyeceğim çalışma gülünç ve gurur kırıcı oluyor. Elimizdeki ürünün ederinin çok altında değer görmesi şahsen beni avanak gibi hissettiriyor.


Biz ülkece sarı renkteki “aşılıyım” görselleriyle haşır neşirken, karşı kıyımızdan mis gibi hamle geldi. Bizim reklam sadece ama sadece güvenlik temasını işlerken, Yunanistan; virüsün bezdirdiği tüm ruh hallerine dokunup (güneş görme isteği, kaçma hissi, evden çalışmadan bunalmışlık duygusu, yenilen yemeklerden bıkkınlık hali vs), ülkenin şahaserliğinin altını bir kez daha çizmiş. Çok da zor değilmiş bence. Bu yazı da kaçırdık herhalde, gelecek sene nasipse olur. ~e




Image by Paul Weaver

Haftaya pazar e-mail kutunuzdayız!

bottom of page