Hemen hemen son beş aydır ofis çalışanlarının büyük bir bölümü evden çalışıyor. En başta nasıl olacak bu iş, evden çalışabilecek miyiz derken şimdilerde kime sorsam bu esnek çalışma koşullarından oldukça memnun. Hatta birçoğu da haftanın beş günü ofisten çalışma fikrinin artısını sorgulamaya başlamış bile.

Peki bu ofise gitme olayı en başta nereden çıktı?
Ofis konseptinin doğuşunu biraz araştırırken The Economist dergisinin “Ofisin Ölümü” (Death of the Office) başlıklı yazısına denk geldim. Yazıda anlattığına göre tarihteki ilk ofisler devlet daireleriymiş. Devlet işleriyle ilgili kayıtların, evrakların, klasörlerin bir arada tutulduğu bu binalara çalışanlar giderek bu dökümanlar üzerindeki işlerini gerçekleştiriyorlar. Kısacası ofisin o zamanki oldukça mantıklı işlevlerinden biri evrak deposu olmak.
Bugünün ofislerine baktığımızda ise bu işlev büyük ölçüde azalmış, hatta yok olmuş durumda. Dahası ofis çalışanlarının büyük çoğunluğu çalışmak için kullandıkları tek alet olan bilgisayarlarını her gün ofisten eve, evden ofise taşıyor. Hal böyle olunca insan ofislere gerçekten ihtiyacımız var mı sorusunu sormadan duramıyor.
Bir düşünsenize, büyük şehirlerdeki en büyük binaların çoğu ofis. Şehrin silüetini değiştiren bu devasa yapılar sadece hafta içi sabah 9 akşam 5 arası kullanılıyor ve geri kalan zamanlarda boş duruyor. Bu bana zaten sıkışık olan şehirlerde tam bir yer israfı gibi görünmeye başladı. Üstelik şehrin merkezini bu yarı zamanlı kullanılan binaların işgal etmesi yaşam alanlarının şehrin dışına doğru itilmesine ve çalışanların her gün ofise gitmek için daha fazla yol kat etmesine neden oluyor. Bu da ek olarak zaman ve yakıt israfı demek.
Ofislerdeki mevcut çalışma şartlarının sağlık üzerindeki olumsuz etkileri de cabası. Bir grup sağlık uzmanı ofis ortamlarının insan vücudu üzerindeki etkilerini anlatmak amacıyla gelecekteki ortalama bir ofis çalışanını gösteren bir insan maketi yapmışlar ve ortaya aşağıdaki videodaki gibi korkutucu bir görüntü çıkmış. Belki biraz abartı gelebilir ama sanki bütün bunları alt alta koyup baktığımızda haftanın beş günü ofise gidilen sistemin yararından çok zararı var gibi duruyor.
Peki son beş aydır evden çalışmak insanların hayatında ne gibi değişikliklere neden oldu? Harvard Business Review’da yayınlanan bir araştırma insanların evden çalışırken normale göre %10-20 daha uzun saatler çalıştığını göstermiş. Ama bu uzun saatlere rağmen evden çalışma başladığından beri insanların yaşadığı iş kaynaklı stres, olumsuz hisler ve çatışmalar %10 azalma göstermiş. Birçok çalışan ayrıca evden çalışma rutinlerini oluşturduktan sonra çalışma verimliliklerinin de eskisine göre arttığını bildirmiş.
Bu verilerin ışığında Facebook, Twitter gibi bazı teknoloji şirketleri tamamen uzaktan çalışmaya geçme konusunda adımlar atmaya başladı bile. Ortaya atılan çözümlerden biri merkez ofisin sadece büyük buluşmalar için kullanılan bir alan olması ve günlük çalışma rutininin çalışanın kendi tercih ettiği bir lokasyondan yapması.
Peki uzaktan çalışmanın hiç mi eksisi yok? Harvard Business Review’da yayınlanan aynı araştırma uzaktan çalışmanın yaratabileceği 3 probleme dikkat çekiyor: 1) Yeni işe alınan çalışanların takıma uzaktan katılmaları sırasında oluşabilecek zorluklar, 2) Farklı takımlarda çalışanların arasındaki zayıf sosyal bağların tamamen kopması, 3) Takım içi ilişkilerin zayıflaması. Makale özellikle çalışanlar arasındaki ‘plansız’ etkileşimlerin ve fikir alışverişlerinin azalmasının uzun vadede şirketlerin inovasyon performansını olumsuz yönde etkileyebileceğine dikkat çekiyor.
Siz ofisten çalışmanın artıları ve eksileri hakkında ne düşünüyorsunuz? Bize yazın. ~n