top of page

Sezonun Çarpıcı Tek Kişilik Dev Kadroları

Pandemi sırasında sinemaya gitme özlemimi evde bir nebze giderebilmiş olsam da, en çok özlediğim şeylerden biri tiyatroya gidebilmekti. Sırf tiyatrodan uzak kalmayayım diye bir keresinde online/canlı bir tiyatro izleyelim hamlesinde bulunmuştuk ama deneyim olarak bakıldığında kesinlikle tat vermediğini belirtmem gerekir. Belki de bu sebeptendir ki, bu sezon geçen birkaç yılın acısını çıkarırcasına bolca tiyatroya gidiyorum. Ne tesadüftür ki, izlediğim çoğu oyun tek kişilik performanslar oluyor. Tek kişilik performans, hataya çok daha kapalı olduğu için bana göre yetenek gerektirdiği kadar ciddi bir cesaret de istiyor. Hazır yeri gelmişken, bu hafta sizlerle son dönemlerde izlediğim tek kişilik oyunlara dair, herhangi bir öncelik sırası gütmeden, kısa kısa derlemeler paylaşmak istiyorum:


1) Eylül – Bu oyunla, 2019 Afife Tiyatro Ödülleri’nde Yılın En Başarılı Genç Kuşak Sanatçısı ödülüne layık gösterilen Uğur Kanbay trans bir bireyin başından geçen zorlukları, nasıl bir seks işçisine dönüştüğünü, toplumda barınabilmek için göze aldıklarını bütün çarpıcılığıyla sahneliyor. Temposu hiç ama hiç düşmeyen oyun sırasında, bir seyirci olarak yoğun duygulara kapıldım, arada gülmüş olsam da, daha çok yüreğim sıkıştı ve ağladım. Duymamış olanlar için oyunun linki.


2) Hamlet- Bu seferki alışılagelmemiş bir Hamlet yorumu. Bülent Emin Yarar, Shakespeare’in onlarca karakter barındıran eserine tek başına, ve inanılmaz bir performansla hayat veriyor. Metnin kendisi bile çok kolay değilken, bunu tek başına anlatmaya kalkmak ve bunu da muazzam bir akışkanlıkla başarabilmek ustalık eseri diyebilirim. Oyun, devlet tiyatroları bünyesinde sahneleniyor, bilet bulabilirseniz kaçırmayın derim.


3) Aşınma – Yiğit Özşener’in bu performansıyla 2022 Afife Tiyatro Ödülleri’nde Yılın En Başarılı Erkek Oyuncu ödülünü almış olması hiç ama hiç sürpriz olmadı. Bir tiyatrodan çok, 55 dakikalık eşi benzeri görülmemiş bir senkronizasyon, dikkat şovu izliyor gibisiniz. Değişik sembolik ışıkların ve ses unsurlarının kullanıldığı oyun her zevke hitap etmeyecektir. Fakat kendi adıma konuşursam, hem çok etkilendiğimi hem de hatıramdan hiçbir zaman çıkmayacak bir performans olduğunu söyleyebilirim.


4) Sevgili Arsız Ölüm – Dirmit – Ah ah, nereden başlasam ki? Nezaket Erden tarifsiz bir şölen yaşattı bana. Oyun Latife Tekin’in “Sevgili Arsız Ölüm” romanından uyarlama. Köyden kente göçmüş bir ailenin kızının hikayesi diye yüzeysel bir özet yapmak istemem. Nezaket Erden; bize hem o kızı, hem de annesini, babasını, abilerini ve arkadaşlarını öyle vurucu şekilde aktardı ki, eve döndüğümde bile bazı sahneler zihnimde dönüp duruyordu – ve bazılarını da asla unutamayacağım. Odağına hem kadınlık sorunlarını, hem de toplumun ve ailenin çarpıklıklarını alan bu oyuna bilet bulmak için efor sarfetmeniz gerekecektir. Ahh Dirmit ahh!


5) Harika Şeyler Listesi – 6 yaşında bir çocuğun yazmaya başladığı bir harika şeyler öyküsü. Yaşamak için anlam bulamayan annesine hayatı sevdirmeye çalışan bu tatlı çocuğun hayatının akışına tanık olurken, izleyici olarak kendi hayatlarımızdaki “harika şeyler”i hatırlamamıza vesile olduğu için de sıcacık bir oyun diyebilirim. Bora Akkaş’ın tek kişilik performans sergilemesinin yanı sıra, izleyicileri de oyuna dahil ederek interaktif bir deneyim sunması, hatta oyunun sonunda bizleri de o listeye katkı sağlamamız için davet etmesi oldukça bütünsel bir etki yarattı.



Siz bu ara hangi tiyatrolara gittiniz? Etkilendiğiniz, önerebileceğiniz hangi oyunlar var? Paylaşın bizimle ve sanatla güzelleşelim.

Hepinize muhteşem bir hafta dilerim. ~Ece

Image by Paul Weaver

Haftaya pazar e-mail kutunuzdayız!

bottom of page