top of page

Tüketim Ekosisteminin İçinden 2 Umut

Bir yanda

· Beklenen mega indirimler

· Çılgın cumalar

· Sonu gelmeyen ‘son fırsatlar’


Diğer yanda yaşadığımız ekonomik krizin sancılarıyla;

· Stoklanan deterjanlar, tuvalet kağıtları

· Şimdi almazsam zamlanacak kaygıları

· Keşke geçen sefer alsaydım pişmanlıkları


Bu çelişkiler içerisinde debelenirken, sağlıklı ve sakin satın alma kararları verebilmek de giderek daha zor bir hal alıyor. Son birkaç aydır, beynimin bir yerlerine sanki minik bir fiyat / performans çipi taktırmışım gibi geziniyorum ve inanın ki çok yoruldum. İşin komik yanı, doğru bir fiyat algımın da kalmamış olması. Ne pahalı, ne ucuz diyemeyecek kadar referans noktamı yitirmiş durumdayım. (Yaz başında sevgilimle yemek hesaplarını kafamızda ikiye bölerek enflasyon etkisinden arınmaya çalışıyorduk, şimdi kaça bölmek lazım onu da bilmiyorum😊


Bir beyaz yakalı çalışan olarak her geçen gün azalan satın alma gücümüze mi yanayım; 8500 TL’ye çıkan asgari ücret, asgari ücretliye hala yetmezken, asgari ücretin altında kalan memur ve emeklilere mi yanayım; yoksa yanmayı bırakıp bunca yıl okuyup çalıştıktan sonra asgari ücretle aramızdaki makasın giderek daralmasına mı kızayım onu da bilmiyorum!


Bildiğim bir şey var ki, tüm olumsuzluklara rağmen bir yerlerde güzel hikayeler yazılabiliyor. O yüzden yazımın geri kalanında sizlerle radarıma takılan birkaç hoş marka detayını paylaşacağım. İnanın, hiçbiri bir marka tavsiyesi değildir.


LC Waikiki: Bu Kasım ayında çok anlamlı bir sosyal yardım kampanyası yürüttüler. “Kış yardımlarınıza bir destek de bizden” diyerek tüm yardım alışverişlerinde, tüm indirimlere ek %10 indirim uyguladılar. Kendim deneyimledim, Whatsapp hatları üzerinden sadece kişisel beyanıma güvenerek bu indirimi sağladılar. Bence süper anlamlı bir hareketti. Buna ek olarak, şirket bu sene Türkiye’de bir ilke imza atarak dezavantajlı bireylerin daha rahatça giyebileceği bir koleksiyon çıkardı. Bu aksiyonları da bence yıldızlık iş!


Tony’s Chocolonely: Bir çikolata markası! Ama amaçları çikolata üretim zincirindeki adaletsizliğe bir son vermek! Çikolata tedarik zincirinde işler ne yazık ki adil bir şekilde paylaşılmıyor. Zincir, kakao üreten milyonlarca çiftçiyle başlıyor ve çikolatanın tadını çıkaran milyarlarca tüketiciyle sona eriyor. Ama aradaki kısma ne demeli? Bu bölüm, kakao alım fiyatını mümkün olduğu kadar düşük tutmaktan kâr elde eden bir grup çikolata devinin hakimiyetinde. Çiftçiler için bu, yasadışı çocuk işçiliğine ve modern köleliğe yol açan bir yoksulluk tuzağı yaratıyor. İşte bu sebepten, marka köleliğe karşı bir duruş sergiliyor ve hatta eşitsizliğe “eşit olmayan” çikolata kesim tasarımıyla da süper bir dokunuş yapıyor. Dürüst olmam gerekir ki, çikolatalarının tadı da en az hikayesi kadar güzel.


Bu vesileyle, sizlere yılın bu son bülteninde çikolata kadar tatlı, ama ıspanak kadar da sağlıklı bir 2023 dileriz!:) ~Ece

Image by Paul Weaver

Haftaya pazar e-mail kutunuzdayız!

bottom of page